Acaba Suçlu Kim ?
Değerli dostlar geçenlerde bir yaşlı bakım evini ziyaret ettim. Oradaki amcaları görünce de düşünmeden edemedim. Neden bu insanlar terkedilmişti kaderlerine. Bir çalışandan duyduğum birkaç cümle ile kaynar sular dökülüyordu başımdan. Yakın zamanda ölen birinin yakınını aradım dedi çalışan; cenazeyi teslim etmek için aldığı cevap hesabında para var mı? Yok deyince benim öyle bir yakınım yok çalışanın yüzüne kapatılan telefon. Bunun gibi daha birçok örnek var da var. Dertlenince midir nedir yazma hissi düştü yüreğime. *** Son zamanlarda beni fazlasıyla rahatsız eden bir tartışma dolaşıyordu zaten ortalıkta. Bir kuşaktan bahsediyordu insanlar. Adını da koymuşlar kendilerince kocaman bir ‘Z’!!! Neymiş bu kuşak her şeyi sorguluyormuş sorgulamadan hiçbir işin içine dalmıyormuş. Özgürlüğü her istediğine istediği şekilde ulaşmak olarak tanımlıyor caddelerde sokaklarda internet çağının sosyal medya fenomenleri olma peşinde koşuyorlarmış. İstedikleri gibi eleştiriyor ananın babanın parasıyla ağalık yapıyorlarmış. Buraya kadar her şey doğru mu doğru. *** Şimdi gelelim bu gençlerden şikayet eden bizlere. İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmakla başlayalım işe. Annesi babasını yaşlı bakım evlerine bırakan bir gençlik ortaya çıkaranlar kim? Son dönemlerde varsa yoksa konuşulan para, pul, şan şöhret olmadı mı evlerimizde. Eskiden geniş ailelerde baş köşeye oturtulan çınarlarımızı çekirdek aile dönüşümüyle beraber kocaman evlerinde yalnızlıklarıyla baş başa bırakan biz olmadık mı? *** Bir şeyler yanlış gidiyordu o zaman. Demek ki çocuklarımızın kalbine yeteri kadar dokunamamıştık. Çocuklarımızın derslerini, karnesini sorguladığımız kadar onlarla olan ikili ilişkilerimizi sorgulayamamıştık. Elinden tutup parka gidebilmiş miydik? Yoksa sahaya gidip iki top çevirebilmiş miydik? İnanç değerlerimiz doğrultusunda bir ibadethanenin kapısını koşa koşa çalabilmiş miydik beraber? Düğün dernek, cenaze merasimlerine ellerinden tutup da katılabilmiş miydik? Doğruyu yanlışı test kağıtları üzerinde göstermek yerine gerçek hayatta yaşayarak ve yaşatarak gösterebilmiş miydik? *** Onları bize en çok ihtiyaç duydukları an yalnız bıraktığımızda bir gün en acı yalnızlığı bizim tadacağımızı anlayamamıştık belki de. Çocuğumuzun hayat standartlarını üst seviyeye taşımak adına gece gündüz çalışırken ona anne baba sevgisini aşılayamamıştık. Sonunda çocuk büyüyordu. Toplumda parmakla gösterilir başarılar da yakalıyordu ama siz kocaman bir yalnızlığa terkediliyordunuz; gerisi üç nokta doldurun dolduracağınız kadar…
Click Here to Visit