MAKAMLAR HAN BİZLER BİRER YOLCUYUZ

MAKAMLAR HAN BİZLER BİRER YOLCUYUZ

Sayın Cumhurbaşkanımızın İdareci ve bürokratlarla yapmış olduğu toplantılarında ve miting alanlarında sıklıkla dile getirdiği halkın ve haklının yanında olma, sorumluluk almaktan kaçınmama parolası,son zamanlarda bazı makamlarda bulunan ve bulunduğu makamın hakkını veremeyen koltuğunu kaybetme korkusuyla yaşayan liyakatsız birtakım idareciler yüzünden sekteye uğratılmaya çalışılmaktadır. Üstüne basarak söylüyorum ki bu ülkenin kat ettiği yollara kimsenin engel koymaya hakkı yoktur ve oturulan makamlar hiçbir kimsenin saltanat süreceği yerler değildir. Emanetçisi olduğu makamın hakkını vermek, bu yüce millete kendini adamak, kızıl elma hedefiyle yaşamak, yükseldikçe buğday başakları gibi eğilmek midir doğru olan; yoksa oturduğu koltuğu güç mekanizması saymak mıdır siz söyleyin? Bir işi kolay yoldan halletmek varken, insanlara tepeden bakmak proje yavaşlatmak, bin dereden su getirerek vatandaşa eziyet etmek midir aslolan? Devletin en üst mekanizmasındaki lider insan, mazlumun sofrasında yer alıp örnek teşkil ederken; herhangi bir makamı kaptığında haşa! küçük dağları ben yarattım havasına bürünüp nefsine yenik düşmek, himayesinde çalıştırdığı personelini oturduğu koltuğun gücüyle ezmek midir doğru olan?   İdarecilik de icrası çok zor bir sanattır aslında. Herkesin bu sanatı layıkıyla icra etmesi beklenemez o yüzden. Kızmamak lazım! Sabotajcı birtakım bürokrat ve idarecilerin resmettiği tabloda Kul hakkı yiyenler mi dersin, bir başkasının kıskacına girip yanlış kararlar verenler mi, ödüllendirilecek insanları görmezden gelip yanlış insanları taltiflendirenler mi?Bu dünyanın öbür dünyası olduğunu görmezden gelenler mi?Dil,din,ırk ayırımı yapıp senci benci bir harita çizenler mi? Sayın Cumhurbaşkanımızın tek millet,tek bayrak,tek vatan,tek devlet parolasını sabote edip kendini göstermeden kalleşçe gizleyenler mi?      Üstlendiği görevi layıkıyla yerine getiren idarecilerin de hakkını asla yememek lazım. Şöyle betimleyeyim isterseniz eli öpülesi o güzel insanları. Onlarda mesai kavramı asla yoktur. Kendilerini işlerine ve projelerine adamıştırlar. Okyanusta dev dalgalarla mücadele ederler. Hiçbir zaman vazgeçmezler koydukları hedeften. Şüpheleri yoktur gelecek zaferlerden. Çoğu zaman eve gittiklerinde  çocuklarını uykuda yakalayıp aman uyanmasın diye uzaktan hasret gideren ülke sevdalılarıdırlar.Aile efradını Allaha emanet etmiştir onlar.Korkusuzdurlar. Halkla iç içedirler hep. Erzincan’da Recep Yazıcıoğlu Diyarbakır’da Gaffar Okan Türkiye’de Muhsin Yazıcıoğlu’dur onlar. Bulundukları makamlarda yer dolduran değil; yeri doldurulamayanlardandır onlar. Doğru olan da bu değil midir zaten? Devlet bizim devlet, millet bizim millet felsefesiyle hareket edebilmek. Adam ayırmaksızın yüklenen görevi layıkıyla yerine getirebilmek. Yaptığı hizmetlerle halkın ve Hakkın takdirini kazanabilmek. Yoksa makamlar han, bizler birer yolcuyuz.  Söyleyin hangi makama hangi koltuğa tapuluyuz?

İlgili haber:http://www.manisadenge.com/makamlar-han-bizler-birer-yolcuyuz-makale,2685.html